Go go go...
En buruk sarkilar hep gidenlere soyleniyor, kalanlar zaten bizim. Sezen Axu'muz minik sercemizin uc yurek paralayici sarkisinin adlarini hangimiz bilmez ki, hatirlayalim soyle bir:
Git: (git, git, git-me kal yalan soyledim...)
Gidiyorum (gidiyorum, butun asklar yuregimde...)
Gidemem (ben bu yuzden hic kimseden gidemem, gitmem...)
Evet, aynen boyle iste. Soyle bir celiski oluyor hayatta: kalip da rutin olmak, aliskanlik olmak ya da gidip de kalanlarda soru isareti olmak, tahmin edilemez olmak. Simdi-burada olmak ile aciklanmayan-bir-tarihe-ertelenen olmak arasindaki secim aslinda biraz bu. Zevki ertelemek biraz, surekli bir ihtimal olmak ve hep orda kalmayi secmek aslinda. Gizemini koruma istegi, aslinda hic de gizemli olmadiginin kesfedileceigi korkusunu da barindiriyor biraz da. Gitme istegi, geride kalanlarin gidenlere bictigi garip deger olmasa tum etkisini yitirmez miydi ki? Geride kalanlar, gidenler kadar sogukkanli olabilseydi "gitme"ye yuklenen trajik anlam bi anda ortadan kalkmaz miydi ki? Belki o zaman kimse gitmeye cesaret edemezdi, kalmak da o kadar altindan kalkilamaz olmazdi.
Kimse kimseye: iyi ama kim terk etti, sen mi o mu? diye sormazdi, "o" cevabina kimse "hmm olur bazen oyle" diye tepki vermez, hayat bayram olurdu.
PS: Bu post'un blogger'in kisisel yasantisiyla hic bi iliskisi yoktur, arkadaslarimi gozlemledim. "Kimse alinmasin kendimi yazdim" degil yani, aksine "isteyen alinsin kendimi yazmadim" durumu.
Git: (git, git, git-me kal yalan soyledim...)
Gidiyorum (gidiyorum, butun asklar yuregimde...)
Gidemem (ben bu yuzden hic kimseden gidemem, gitmem...)
Evet, aynen boyle iste. Soyle bir celiski oluyor hayatta: kalip da rutin olmak, aliskanlik olmak ya da gidip de kalanlarda soru isareti olmak, tahmin edilemez olmak. Simdi-burada olmak ile aciklanmayan-bir-tarihe-ertelenen olmak arasindaki secim aslinda biraz bu. Zevki ertelemek biraz, surekli bir ihtimal olmak ve hep orda kalmayi secmek aslinda. Gizemini koruma istegi, aslinda hic de gizemli olmadiginin kesfedileceigi korkusunu da barindiriyor biraz da. Gitme istegi, geride kalanlarin gidenlere bictigi garip deger olmasa tum etkisini yitirmez miydi ki? Geride kalanlar, gidenler kadar sogukkanli olabilseydi "gitme"ye yuklenen trajik anlam bi anda ortadan kalkmaz miydi ki? Belki o zaman kimse gitmeye cesaret edemezdi, kalmak da o kadar altindan kalkilamaz olmazdi.
Kimse kimseye: iyi ama kim terk etti, sen mi o mu? diye sormazdi, "o" cevabina kimse "hmm olur bazen oyle" diye tepki vermez, hayat bayram olurdu.
PS: Bu post'un blogger'in kisisel yasantisiyla hic bi iliskisi yoktur, arkadaslarimi gozlemledim. "Kimse alinmasin kendimi yazdim" degil yani, aksine "isteyen alinsin kendimi yazmadim" durumu.
bi de gitmek ve gitmişliğin alışkanlık olması hali var, mümkün yani.
alışılır. insan dediğin adaptasyon büyücüsü. yani açıklanamayan bir tarihe ertelenmeye de alışabilir giden, daha da fenası bekleyen.
Posted by deryik | 11:13 AM
evet, deryik, adaptasyonlarin en trajik olani da senin dedigin sanirim. human all too human iste.
Posted by QM | 5:38 AM
Post a Comment