Babel
Inarritu'nun "Paramparca Asklar ve Kopekler" filminin hatrina gittigimiz Babel bir parca hayal kirikligi yaratti. Bu filmle bir kez daha anlamis olduk ki, kesisen hayatlar temasi orjinalligini kaybetmis. Orta yaslarina gecis asamasindaki karizmatik erkek imajindaki Brad Pitt, deli fisek Meksikali Garcia Bernal da kurtaramiyor filmi. Klasiklesmis dongusel asimetrik kurgu oyunlariyla kaybedilen gerceklik duygusu, yine bir o kadar klasik hareketli omuz kameralariyla saglanmaya calisiliyor. Gozumuzu ekrandan ayirmiyoruz belki, az da olsa hipnotik bir etkisi var belki, ama her hipnoz sonrasi yasanan sey oluyor film cikisinda: unutulmaya mahkumiyet. Kuru senaryosu, seyirciyi etkilemek icin yapilan oraya buraya serpistirilmis ufak tefek basit oyunlari, bir turlu yeterli gelmeyen trajik dozuyla Babel, birkac sene sonra izleyicilerinde "oyle bir film izlemistik dimi, hakikaten ne anlatiyordu ki o" seklinde hafiza tazeleme ihtiyaci hissettirecek kadar "duz" bir yapit.
iyice merak ettim su babel'i simdi, gormek lazim.
bu arada dovmemi begenmene cok sevindim, yaptirmaya kesin karar verdiginde soyle, konusalim. sevgiler:)
Posted by MeliS | 12:06 AM
anlastik melis :)
Posted by QM | 5:24 AM
Post a Comment