Ninjayim ninjasin ninja
Bundan 15-16 sene oncesi filan. Teenage Mutant Ninja Turtles firtinasi tam gaz devam ediyor o yillarda. Hizini alamamis, devam filmleri filan cekiliyor, oyle zehir gibi bir kusak dusunun. Neyse efendim biz 4 kisilik ekibi kurduk. Ben, kardesim, kuzen, bi de bir arkadas. Sonra is, rol dagilimina geldi. Kisayi ceken Donatella (purple olan) olur dediler ben kisayi cektim, Donatella oldum. Kimse Donatella olmak istemiyordu, cunku kullandigi "alet" bir sopadan ibaretti. "Mincika" ve "gamali bicak" gibi havali aletlerin yaninda kimse "kalas" kullanmak istemiyordu tabi, anliyorum. Yadirgamadim ama, Donatello'yu bagrima bastim, o benim artik kod adimdi, gorevin iyisi kotusu olmazdi. Hepimiz kutsal bir sey ugruna savasacaktik da, o sey ortada henuz yoktu.
Kardesim, Rafael (kirmizi), kuzen Michalengelo (sari), arkadas Leonardo (mavi) oldu. Sira kendimize bi mekan edinmeye geldi. Yazlikta, komurluk adinda 2 metre karelik allahin unuttugu kedilerin kopeklerin isedigi yeri mekanimiz belledik. Bu kaplumbagalarin kanalizasyonda yasadigi dusunulurse aslina uygun bir yer secimiydi, mutluyduk. Sonra oraya hortum cektik yikadik. Annem arada gelip "ne yapiyorsunuz, islatmayin kendinizi, usuteceksiniz" gibi seyler soyluyordu, hava 35 dereceydi, ve o bir anneydi. Sonra gittik nalburdan kaplumbaga yesili boya aldik, komurlugun duvarina Ninja Kaplumbagalar yazdik. Zemine biseyler firlattik, mum filan koyduk saga sola. Karargah hazirdi, Shredder bizden korksundu. Girdik iceri, kapiyi kapadik. Planlar filan yapiyorduk, derin askeri stratejiler, hatirlamiyorum sene 1918 filan. Canakkale cocuklariyiz hey anam hey! Sonra, e yeter disari cikalim dedik, fakat bi sorun vardi, icerde kapinin kolu yoktu ve bu yuzden kapi acilmiyordu. Cok korkmustuk, karanlikti ve son mumumuz da tukenmek uzereydi. Once Rafael (kardes) aglamaya basladi, arkasindan hepimiz en cesur gozyaslarimizi bosalttik. Bir efsane orda bitiyor muydu, Ninja Kamplumbagalarin omru bu kadar miydi, bi yerlerde o en sevmedigimiz "to be continued" yazacak miydi? Dort tane ninjanin salya sumuk aglayarak bir kapiyi dovdugunu kurtarin bizi diye "kizlar gibi" bagristigini dusunun. Onlar bizdik. Annem geldi, kapiyi acti, babam amcam yengem tum sulale, allah kahretsindi, o gun bize gelmislerdi. Amcam kendine ozgu argosuyla "bok cuvallari hay!" demisti. Ortada oyle bir cuval olsaydi da icine girseydik, boyle rezil kepaze olmasaydik. Fenaydi, cok fenaydi.
Fakat yilmadik. Efsane orda bitmedi. Bu olaydan bir ders edindik -altin kural: karargahin kapisi hep acik kalacak-, yolumuza devam ettik. Antremanlar filan yapiyorduk, bir yerden bi yere atlamaca, agaca tirmanmaca. En buyuk hedefimiz, annemler balkonda okey oynarken eve gizlice girebilmekti. Ne manasi vardi bilmiyorum, o zamanlar cok onemliydi. Annemler "bizden gizli eve giremezsiniz" diye bisey demiyorlardi tabi, umurlarinda bile degildik, kendi halimizde takiliyorduk. Amac, onlara gorunmemekti. Yazlik zemin katiydi, balkondan eve giriliyordu, ve baska giris kapisi yoktu. Bu gorevin en zorlu tarafi suydu: bir kisi balkonda okey oynayan bizimkilere gorunmeden balkondan eve girecek, sonra en arka odanin penceresini acacak, geri kalanlar da o pencereden eve tirmanacakti. Babam tuvalete kalkarken, annem caylari tazelerken arada bizi gorurdu, uzulurduk "ulan tuh yine gorunduk." Her gece bunu defalarca oynardik, "aha ahaa sen yakalandin, ben daha iyi ninjayim" hesabi birbirimizle kafa bulur capimizca eglenirdik.
Daha cok toyduk, hersey guzeldi, gercekle dus henuz ic iceydi.
Ninja isimlerimiz hala belleklerimizdedir, biraz cakirkeyif olunca ortaya cikmayi beklemektedir.
Post a Comment