Orhan Pamuk
The Paris Review: 2005.
INTERVIEWER
How do you feel about giving interviews?
ORHAN PAMUK
I sometimes feel nervous because I give stupid answers to certain pointless questions. It happens in Turkish as much as in English. I speak bad Turkish and utter stupid sentences. I have been attacked in Turkey more for my interviews than for my books.
Bu kadar aciksozlulukle kendi kusurlarini kabul edebilmek, derin bir ozelestirel olgunluk gerektirir.
German Book Trade's Peace Prize Speech
"Avrupa konusu bir Türk için çok kırılgan, çok hassas konu. Kapıyı çalan, içeri alınmak isteyen bir adamın isteklerini, iyi niyetlerini, merakını ve reddedilme endişesi ve buna uygun kızgınlığını ben de Türklerin çoğu gibi içimde taşıyorum. Demin sözünü ettiğim utancın hemen yanıbaşında bir konu bu. Kapıyı çalmak, beklemek, sözler almak, umutlanmak ve içeri girememek ve Türkiye Avrupa'ya yaklaştıkça, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam bir üye olması gerçekleşebilir bir şey olduğu ortaya çıktıkça Avrupa’nın bir kesimi ve bazı siyasetçileri arasında Türkiye karşıtı duygular da daha belirgin bir şekilde ne yazık ki ortaya çıkıyor. En son seçimde Türkiye ve Türkler karşıtı bir siyaset izleyen bazı politikacıların kullandığı uslubu Batı ve Avrupa ile kavga meraklısı bazı Türk siyasetçilerinin uslubu kadar tehlikeli buluyorum. Türk devletini demokrasi eksikliği ya da mesela ekonominin durumu gibi konularda eleştirmek başka bir şey, bütün bir Türk kültürünü, ya da Almanya'da, Almanlardan çok daha yoksul ve zor bir hayat süren bütün Türk kökenlileri aşağılamak başka bir şey. Türkler de, kendileri hakkında söylenen bu kötü sözleri, kapıyı çalan ve içeri alınmak isteyen birisinin kırılganlığıyla dinliyor. Avrupa'da Türklere karşı bir milliyetçiliğin körüklenmesi, ne yazık ki Türkiye'de de Avrupa karşıtı kaba bir milliyetçiliği kışkırtmaya yarıyor."
Orhan Pamuk, Avrupa'nin esit bir parcasi olan bir Turkiye hayal ediyor. (Bu kimilerince belki sadece bir hayal, ve hatta digerlerince cok da matah bir olmayan bir hayal, bu ayri konu.) Yine de, Pamuk'un sadece olayin Turkiye cephesini elestirdigi, bizi Avrupa'ya sikayet etmekten mazosist bir haz aldigi ya da bundan puan toplamaya calistigi kaba bir yalan. Avrupa'yi da Avrupa'ya sikayet ediyor, kendi ideallerinden sapmakla elestirmekten cekinmiyor. Pamuk'un Avrupa'si varolan haliyle Avrupa degil, onun ardinda yatan aydinlanma gelenegi. Dahil olmamizi istedigi Avrupa hayali esas olarak mevcut haliyle Avrupa degil, o arkada kalmis, bazen Avrupa'nin bile unuttugu kulturel baskalasima aciklik, farkli benlikleri ozumseyebilme, ortak insani temelde bulusabilme sevdasi.
Post a Comment