« Home | Ermeni Soykirimi » | Orhan Pamuk » | Olay » | Free dogs » | eki eki » | A Philosopher's Advice » | Pringles » | QM'den cirkin iddia » | Doberman, doverim seni » | Devil »

Orhan Pamuk

Akil almaz seyler oluyor. Akil almiyor. Gramer bilgisi uzun cumleler kurmaya elverisli olmayan kaba bir kalabalik, ofkesini yonledirecek ortak bir hedef bulmanin sevkiyle kendinden gecmis bir sekilde saldiriyor. Kulaklar duymaz, gozler gormez olmus. Ortaya birakilan yem, sahip oldugumuz en kiymetli seylerden biri aslinda. Ortak nefretin yoneldigi hedef, herkesin her ne hikmetse sapkin bir kendini bilmezlikle kendi disine uygun buldugu, milletce masturbasyon yapmak icin posetli dergi kapagi sahsiyeti muamelesi yaptigimiz kisi, Orhan Pamuk. Akil almiyor.

Orhan Pamuk size bir kac gomlek ustundur, efendiler! Onlarca kere dusunup bir kere konusun, ey ahali! Papaganlasmayin, hepiniz ayni seyleri soyleyince soylediginiz seyler gercek olmuyor. Arastirin, odalariniza kapanin, dusunun, sorgulayin, yazin, cizin, bir daha arastirin. Hakkinda atip tutmayi, buyuk bir gonul rahatligiyla yaptiginiz kisi Orhan Pamuk'tur, beyler! Dusunun, cesaretiniz varsa. Aydin nefreti, ilkel bir gududur, kontrol edin onu, iradeniz varsa.

Orhan Pamuk, Turkiye Devleti'yle uzun zamandir kavgaliydi. Demecleri dun de sivriydi, protestocuydu. Tatli su aydini olmaya direnmis bir kisiliktir, Orhan Pamuk. Dusundugunuzun cok aksine, Nobel Edebiyat Odulu'ne goz kirpmak icin kendini satmamistir, Turkiye Devleti'nin politik uygulamalarina karsi elestirel tavri ilkelidir, kisiliginin bir parcasidir. 1998'de Suleyman Demirel tarafindan kendisine verilen Devlet Sanatciligi unvanini reddetmistir. Nedeni basittir, New York Times'a verdigi 1998 yili roportaji buna delildir:

Turkey's most prominent young novelist, Orhan Pamuk, has turned down the coveted title of "state artist" award­ed to him this month. He said that if he accepted it, he could not "look in the face of people I care about.""For years I have been criticizing this society for its approach to the Kurdish problem, for its failure to move toward real democracy, for its violations of human rights and ban­ning of books," Mr. Pamuk said in an interview. "Intellectuals, pro-Kurd­ish writers and even fundamentalists are in jail for writing books or arti­cles. I thought this was a good time to separate myself from this happy public, which lacks a sense of self-criticism and immerses itself in cra­zy nationalism...I say no, and they respect that, even in the popular newspapers," he said. "In a sense, they even like it. The only thing that upsets them is that I talk to foreign journalists who, in their words, 'distort our reality.' " "There is a moral issue here," he said. "This state does not have clean hands. If you accepted a prize from the White House during the Vietnam War, that would of course have politi­cal implications. This is a similar sit­uation.""

Anladiniz mi ne diyor Orhan Pamuk? "Odulu kabul etseydim onemsedigim insanlarin yuzune bakamazdim" diyor. "Bu devletin elleri temiz degildir. Vietnam Savasi esnasinda Beyaz Saray'dan odul kabul etmenin politik sonuclari olurdu. Bu da ayni durum" diyor. Turkiye devleti'ni elestirirken Amerikan New York Times'ina Beyaz Sarayi Vietnam politikasi yuzunden elestirmekten de geri durmuyor. "Yillardir bu devleti, Kurt sorununa yaklasimi, gercek demokrasiye yonelmedeki basiretsizligi, insan haklari ihlalleri ve kitap yasaklamalari yuzunden elestiriyordum" diyor. "Mutlu azinlik olmayacagim" diyor. Anladiniz mi, efendiler?

o 'efendiler'in bi bok anlayacagindan kuşkuluyum ya...
yine de ağzına/beynine sağlık, qm!

tesekkurler, gadjo. onlar anlayana kadar devam ederiz biz de. "ofkeli kalabalik"larin aydinlanmasi boyle birsey ne yazik ki, yavas sancili bir surec. umarim, orhan pamuk'u arada heba etmeden atlatiriz durumu.

romanından birinde Atatürk için söylediklerine bak
"Çocukluğunda kız kardeşiyle tarlada karga kovalayan sapık bir padişah... Sonra kasaba meydanına dolanır, Atatürk heykeline sıçan güvercinleri ayıplar... Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına Cumhuriyet'i emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu... Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük bir felaket olduğu.."Ahmet Taner Kışlalı öldürülmeden kısa süre önce, 27 Ocak 1999 tarihli yazısında Orhan Pamuk için şöyle yazıyordu:

"İnandıklarını açıkça savunanlara hep saygı duydum. O düşüncelere karşı olsam bile. Ama o yürekliliği gösteremeyip de bunu sinsice yapmaya kalkışanlara, oraya buraya 'bityeniği' sokuşturanlara hep tiksinerek bakmışımdır. Bunu hep zayıf bir kişiliğin, zavallı bir ruh halinin yansıması olarak görmüşümdür. Oyun maskesiz oynanmalıdır. Çirkinlikleri gizleyen maskelerin indirilmesini de tüm 'gerçek aydınlar' görev saymalıdır... Ve Pamuk adlı yazarı isteyen okumalı, isteyen sevmelidir.

Ama ne olduğunu, kim olduğunu bilerek! Maskenin ardındaki gerçek yüzü görerek!"

valla orhan pamukun yabancı basında yazdığı yazıları okuyunca ağzım açık kalıyor.madem bu kadar insan hakları savunucu israil lübnanı bombalarken niye birşey denmedi.bu da benim düşüncem bu arada bütün kitaplarınıda yazılarınıda gayet iyi biliyorum

yazbukey, Ahmet Taner Kislali lafi "Orhan Pamuk'un maske ardindaki gercek yuzu Ataturk dusmanligidir" demeye getiriyor. Halbuki, Orhan Pamuk, Ataturk dusmani degildir, sadece Ataturk tabusunun dusmanidir. Bir ulkenin kurucusu sifatina sahip olmak, o kisiyi ve onu takip edenlerdeki naif ve tehlikeli tapinmaciligi elestiri menzilinin disina cikarmaz. "Ataturk heykeline guvencinler siciyor" diyen birine karsi gosterilen tepki, "Ataturk heykeli oyle kutsaldir ki guvencinler ustune sicimaz" gibi bir korluge yaslaniyor. Bu kutsalciliga batmis korluge karsi cikmak dogaldir. Guvencinler elbette yeri geldiginde, yani biyolojik sistemleri elverdigince, sicarlar. Ne yazik ki, heykel ayird etmiyorlar.

Malesef ulke olarak cok basarili islere imza atamiyoruz.
ekonomik alanda,
sportif alanda,
bilimsel alanda,
sanatsal* alanda,
dunyada yankilar uyandiracak gelismeler,
degerler yok.
Hic birsey olmuyor degil,
sonuc olarak yetmis milyonluk bir ulkeyiz,
birseyler uretiyoruz,
ortaya cikatiyoruz.

Cok fazla ogunecek birseyimiz olmadigi icinde,
aciyoruz eski defterleri,
aramaya basliyoruz ogunulecek olaylari,
kisileri.
Bulunca hemen altini ciziyoruz,
halbuku alti cizilecek baska olaylarda var o defterlerde,
ama isimize gelmiyor onlarin altini cizmek.
Onlarin altini cizenlerin,
biz ustunu ciziyoruz.
Hatta karaliyoruz,
olmadi siliyouz.

Bu yeni birsey degil,
zamaninda Nazim Hikmetide vatan haini ilan ettik,
bununla kalmayip vatandasliktan cikardik.

Sonra ayni zihniyet,
pek sevgili Sayin Alparslan Turkes,
bir MHP kongreside,
kursuden yandaslarina bir siir okudu;

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!

Orhan Pamuk’unda degerini anlayacagiz ama ne zaman…
Umarim oldukten sonra olmaz.

Orhan Pamuk'un odulu almasiyla ilgili,
Hurriyet gazetesinde cikan bir haberden kucuk bir alinti;

New York Columbia Üniversitesi’nde bir basın toplantısı düzenleyen Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Orhan Pamuk,
bu ödülün kendisine değil,
Türk kültürüne,
Türkçe’ye ve Türkiye’ye verildiğini düşündüğünü söyledi.

Post a Comment

a href="http://www.justforeignpolicy.org/iraq/iraqdeaths.html">Just Foreign Policy Iraqi Death Estimator