Saturday, April 29, 2006

Post written in English and Universalism

She knows I am watching every movement of hers. She loves to be watched, but still behaves as if she does not care. I like that she behaves as if she does not really care. The thing is that I do not care whether she cares or not.

Bu postumda ingilizce takildim, duygularimi ingilizce kaleme aldim. Duygular evrenseldir (geyigin dibi), diller evrenseldir (geyigin geyigi), hersey evrenseldir (honk?). Kirletilmis dogrular vardir, baglamindan koparilip dillere pelesenk yapildiklarinda dogruluklari onemsizlesir, iste 'duygular evrenseldir' bu cumlelerden biridir. (ikinci ornek: 'sanat evrenseldir') Laf olsun diye konusmak vardir, guzeldir, evrenseldir (??). Ne dedigini bilmemek vardir bi de, laf olsun diye konusanlarin bi an durup 'ne diyorum ben?' diye kendilerine sorduklarinda yasadiklari bilinclenme durumudur. O ani yasiyim simdi ben.

Cok evrenselsin bugun.
Tessekkurler, cabaliyorum iste.

Monday, April 24, 2006

Gunler

Zaman, hileli bir varlik. Oyuncul sey, kikir kikir ve huzursuz. Bir yere aktigin yok, 'nehir gibi' benzetmelerine inanma. Oldugun yerde sayiyorsun aslinda. 'Ha burda ha surda' da degilsin, mekanin sabit, sonsuzluga demir atmissin cirpinma canim bosuna. Seni bekleyenler yok, kimsenin umrunda degilsin, bunalim da yaratma yok yere. Sessiz sedasiz otur ve bekle, kan kaybediyorsun. Seni sayacaklar simdi, sonra toplarlar belki canlari isterse. Sonuc sifir olursa pek de sasirma, baska turlusu de mumkun degil ya aslinda.

Sunday, April 16, 2006

Ask Philosophers!

Simdi verecegim site adresi hayatinizi degistirecek. (Boyle de usta reklamcilik taktiklerim vardir)

http://www.amherst.edu/askphilosophers/

Bu sitede dunyanin en prestijli universitelerinde gorev alan gunumuzun en parlak felsefecilerine akliniza gelen sorulari yoneltiyorsunuz, onlar da cevapliyor. Super dimi?



Not: Bi de soyle bi sey var. Enteresan... (cidden)

http://myjulyet.blogspot.com/2006/03/acemiyim.html

Friday, April 14, 2006

Soames'un Analitik Felsefe Tarihi


QM Posted by Picasa Felsefecimiz Scott Soames. 1976 MIT'den PhD almis, uzun yillar Princeton'da felsefe profesorlugu yaptiktan sonra simdi University of Southern California'da (USC) keyifli bir yasam surmekte (yani, sanirim). Bu arkadasin iki ciltlik 20. yuzyil tarihi felsefe dunyamizda minik bir sarsinti yaratti. Ama olumlu bir acindan degil: Soames felsefe tarihini carpitmakla, yanlis aktarmakla, kendi lineer tarih kurgusuna (Kripke adli kahramanimiz, bu tarihin vardigi nokta) uymayan onemli felsefi detaylari gormezlikten gelmekle elestirildi.

Bu donem, bir dersimizde Soames'un bu iki ciltlik "dev" eserini okuduk. Gercekten minik capli bi eziyet oldu bu. M. Wilson simdi bu kitabin elestirisini yaziyor. (Gerci onlarca elestiri yazildi, bu da 11. olur artik) Dersin birinde Jonathan, Wilson'a su soruyu sordu: Soames'u elestirmekten korkuyor musunuz?

Wilson: Ben kimseden korkmam. (esprili bi kisidir kendisi)

Jonathan: yani, soames elestirilere cevabinda pek kibar sayilmaz, o yuzden...

Wilson: ah, evet. ama derste pek caktirmasam da, elestirilerimde saygili bi dil kullanmaya dikkat ederim. aslinda tek korkum kardesime iliskin...

Nasil yani? Ne alaka? demeye kalmadan...

Wilson: Kardesim simdi USC'de Soames ile beraber calisiyor, onun da gelecegini dusunmek lazim.

Hep beraber: Haaa dogru hocam.

Isteyenler burdan ulasabilir Soames'a: http://www-rcf.usc.edu/~soames/

Sunday, April 02, 2006

yapay zeka

Gundelik kulturumuzun genel gecer unsurlarina (pop star, manken vs.) saldirilar zeka belirtisi olarak algilaniyor. Zeka bu kadar ucuzladi demek. Tek tuk olsa neyse sagda solda heryerdeler. Tepeden konusmalar ve kibirli laf ebeliklerini problemli insan prototipinin tipik gostergeleri olarak siniflandirmaya yatkinim ben. O yuzden bu sozde zeki insanlar ve alkiscilari bende tatli bir keyifsizlige sebebiyet vermekte.

Saturday, April 01, 2006

Karl ve ben

1915 yilinda Alman komunist onder Karl Liebknecht iscilere hitaben soyle demis:

"Halk düşmanları kitlelerin unutkanlığına bel bağlıyorlar; bizler buna şu çözümle karşılık vermekteyiz:

Her şeyi öğren, hiçbir şeyi unutma!"

Bu cumlelerdeki dogrudanlik ve basitlik naiflik sinirlarina dayanmis ve hatta o sinirlari coktan asmis. Her okudugumda hafifce gulumsetiyor beni. Cok derin bir entelektuel olmasina ragmen hic bir akademik ("scholarly") kaygisi yok bunu yazarken. Guzel ya.

"Her şeyi öğren, hiçbir şeyi unutma!"

a href="http://www.justforeignpolicy.org/iraq/iraqdeaths.html">Just Foreign Policy Iraqi Death Estimator