Barda (2007) - A Movie by Serdar Akar
Evet, biraz gec kaldim izlemekte belki, olsun. Yine de yazacagim birseyler. Serdar Akar'in Barda'si son donemde izledigim en etkili, gercekci, sarsici Turk filmlerinden biri. Konusu kisaca ve kabaca soyle: 20-25 yaslarinda kizli-erkekli 6-7 genc, Beyoglu'nda oldugu besbelli olan bir barda ("Vesikabar") bir konser dinledikten sonra son biralarini icmek icin mekanda bir miktar daha takilirlar. Yakin arkadas ve sevgili ciftlerinden olusan bu minik grubun evlilik, gelecek, mezuniyet uzerine tatli sohbetleri Bar'a giren bir avuc kara gorunumlu, zevksiz ceket-gomlek kombinasyonlu, sivri topuklu, hapli-ilacli, kafa bi dunya varos delikanlisi tarafindan yarida kesilir. Gece boyu vahsi iskenceye, tecavuze ve kaba dayaga maruz kalan genclerin bir kisminin (bir kismi, cunku diger kismi silah ve dayakla oldurulur) kurtulusu sabahin korunde iclerinden birinin bir yolunu bulup da polise ulasmasiyla olur.
Film, biraz Haneke'nin "Funny Games"i gibi...En az o kadar sinir bozucu, sabir zorlayici, yasam arzusu kirici...Funny Games'de haftasonunu gecirmek uzere devasa malikanelerine giden 2si 10 yas alti 4 kisilik bir zengin burjuva ailenin mukemmel hayatlari 2 tane iyi giyimli, suphe cekmeyen, oldukca kibar iki delikanli tarafindan "siddetle sorgulanir." Ailenin tumunu ortadan kaldirdiktan sonra katil doganlarimiz, olum yollarina onlerine cikan baska bir abartili bicimde zengin aile bularak devam ederler. Haneke'nin filminin iki kisilik olum mangasi, seri katildirler. Hedefleri toplumun en ust binde birlik kesimi olmasina karsin siddetleri herhangi bir acik ust sinif ofkesinden uzak bir gorunum sunar. Vahsice davranmalarina ragmen cok nazikce konusurlar, isildayan elbiseleriyle sirf canlarinin sikintisini gidermek icin siddet uygulayan zengin aile cocuklari gibidirler.
Barda ise siddetinin sinir tanimazligi bakimindan Funny Games ile yarissa bile pek cok bakimdan ondan cok farkli. Barda'daki siddet uygulayanlar katil doganlar-seri katiller degildirler, zevk toplumunun nese yoksunu asagi sinif cocuklaridir. Siddet gorenler ise yukari sinif burjuva aileler degil, Beyoglu'ndaki yuzlerce bardan herhangi birine gidip elinizi atsaniz tutabileceginiz genclerdir. Siddet, manalidir. Selim roluyle Nejat Isler bu asagi sinifin ideolojik-orgutsel lideridir. Uygulanan siddetin bir "anlam"i vardir; Selim bir ara su mealde seyler soyler: "Kiz arkadaslarinizi alip barlarda geziyorsunuz, bizleri bu kapidan iceri almiyorlar. Hergun icip eglenip dans ediyorsunuz, keyfiniz cok yerinde. Bizler ne yapariz, nasil yasariz, bilmiyorsunuz." Oyledir. Egleniyorlar, geziyorlar, ve cok da bilmiyorlar. O gece o barda siddet sarmalina maruz kalan "universiteli ozgur" gencler, toplumun en azindan bir kisminda yavas yavas biriken ofkenin hedefi olmusturlar.
Siddet uygulanan genclerin oyunculuklari sorgulanabilir. Tek tek bazi diyaloglar siritabilir. Filmin sonunda Selim ve ekibinin hapishane aralarinda kistirilip oldurulmeleri seyirciyi rahatlamak icin dusunulmus uzlasici bir hamle olarak elestirilebilir. Ama adil olalim. Konu fazlasiyla gercek ve bir o kadar da orjinaldir. Nejat Isler mukemmeldir, Hakan Boyav da oyle. Bu filmin sirf akil almaz siddeti icin kismi bir populerlik kazanmasi bu filmin daha genis planda soylemek istediklerine ise bir haksizliktir. Serdar Akar'i bu cesur filmi icin tebrik etmek gerekir.
Film, biraz Haneke'nin "Funny Games"i gibi...En az o kadar sinir bozucu, sabir zorlayici, yasam arzusu kirici...Funny Games'de haftasonunu gecirmek uzere devasa malikanelerine giden 2si 10 yas alti 4 kisilik bir zengin burjuva ailenin mukemmel hayatlari 2 tane iyi giyimli, suphe cekmeyen, oldukca kibar iki delikanli tarafindan "siddetle sorgulanir." Ailenin tumunu ortadan kaldirdiktan sonra katil doganlarimiz, olum yollarina onlerine cikan baska bir abartili bicimde zengin aile bularak devam ederler. Haneke'nin filminin iki kisilik olum mangasi, seri katildirler. Hedefleri toplumun en ust binde birlik kesimi olmasina karsin siddetleri herhangi bir acik ust sinif ofkesinden uzak bir gorunum sunar. Vahsice davranmalarina ragmen cok nazikce konusurlar, isildayan elbiseleriyle sirf canlarinin sikintisini gidermek icin siddet uygulayan zengin aile cocuklari gibidirler.
Barda ise siddetinin sinir tanimazligi bakimindan Funny Games ile yarissa bile pek cok bakimdan ondan cok farkli. Barda'daki siddet uygulayanlar katil doganlar-seri katiller degildirler, zevk toplumunun nese yoksunu asagi sinif cocuklaridir. Siddet gorenler ise yukari sinif burjuva aileler degil, Beyoglu'ndaki yuzlerce bardan herhangi birine gidip elinizi atsaniz tutabileceginiz genclerdir. Siddet, manalidir. Selim roluyle Nejat Isler bu asagi sinifin ideolojik-orgutsel lideridir. Uygulanan siddetin bir "anlam"i vardir; Selim bir ara su mealde seyler soyler: "Kiz arkadaslarinizi alip barlarda geziyorsunuz, bizleri bu kapidan iceri almiyorlar. Hergun icip eglenip dans ediyorsunuz, keyfiniz cok yerinde. Bizler ne yapariz, nasil yasariz, bilmiyorsunuz." Oyledir. Egleniyorlar, geziyorlar, ve cok da bilmiyorlar. O gece o barda siddet sarmalina maruz kalan "universiteli ozgur" gencler, toplumun en azindan bir kisminda yavas yavas biriken ofkenin hedefi olmusturlar.
Siddet uygulanan genclerin oyunculuklari sorgulanabilir. Tek tek bazi diyaloglar siritabilir. Filmin sonunda Selim ve ekibinin hapishane aralarinda kistirilip oldurulmeleri seyirciyi rahatlamak icin dusunulmus uzlasici bir hamle olarak elestirilebilir. Ama adil olalim. Konu fazlasiyla gercek ve bir o kadar da orjinaldir. Nejat Isler mukemmeldir, Hakan Boyav da oyle. Bu filmin sirf akil almaz siddeti icin kismi bir populerlik kazanmasi bu filmin daha genis planda soylemek istediklerine ise bir haksizliktir. Serdar Akar'i bu cesur filmi icin tebrik etmek gerekir.
gayet sinir bozucu bir film...yılbaşı öncesi izledim bende yeni, gerim gerim gerildim...mahkeme sahneleri hariç diğer sahneler başarılıydı...
sanırım artık kız başıma gçe saatlere kadar dışarı çıkamayacağım...yanımdakilerle mekanı kapatmayağım...tabi konserelr sonu eğlencelerde konserlerde hak getire...:PPPP
Posted by Mathy | 10:49 PM
sinir bozucu derken, herkes izlesin...:)
Posted by Mathy | 10:50 PM
mathy; aynen...arkadaslarla bara giderken artik mekani en son terk eden olmamak icin ozel bir dikkat gosteriyoruz..herkesler izlesin.
Posted by QM | 6:11 AM
zaten gerçek bi olaydan esinlenerek çekildi. barda değil evde geçiyodu, o kadar.
üstelik gerçek hayatta kötüler cezasını da pek bulmadı.
Posted by deryik | 5:01 PM
evet deryik, hatta filme esin kaynagi olan gercek olay senin yasadigin sehirde, Ankara'da, gecmis. ya yaa..
Posted by QM | 9:33 PM
Post a Comment